Avukat Elvan Kılıç, konu hakkında bilgilendiriyor.
Düğünde takılan altın ile para bağış niteliğindedir ve kadının mülkiyetine geçmiş olduğu kabul edilir. Yani kendisine takıldığından itibaren takılar artık kadınındır, onun malıdır. Medeni Kanun hükümlerine göre evin ihtiyacını karşılamak kocanın yükümlülüğü altındadır.
Kocanın altınları ailenin gereksinmeleri için harcanmış olması, bunları aynen veya bedelini ödeme yükümlüğünden kurtarmaz, koca yine de eşinin izni olmadan ona takılan altınları alıp kullanamaz.
Kadının ziynet eşyalarını rızası ile ortak giderler için harcanmak üzere verdiğinin ispatlanması halinde erkeğin ziynet eşyalarının bedelini iade etme yükümlülüğü ortadan kalkar. Yani bu durumda kadının rızası ve onayı aranmaktadır. Daha önce aile mahkemelerinde bir süredir boşanma aşamasında açılan ziynet eşyaları ve takı paralarının iadesi davalarında, “Takı kime takılmışsa onundur.
Kocaya takılmışsa, kocanındır” şeklinde kararlar çıkıyordu. Ayrıca Yargıtay‘ın eski kararında, erkeğe takılan takılar erkeğin “kişisel malı”, kadına takılanlar da kadının “kişisel malı” sayılıyordu. Ancak bu görüş artık değişti. Yargıtay, düğünde takılan takıların geline ait olduğu görüşündedir. Aksine bir anlaşma ya da o yöreye özgü bir gelenek ya da örf-adet kuralı yoksa ziynetler de takı paraları da kadına aittir.
Kanuna göre, kadın rıza verirse bir daha hiç iadesi istenmeyecek şekilde düğündeki ziynet eşyaları kocaya verilebilir. Bir diğer istisna ise, kadının rızası ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup evin veya kurulan yeni yaşamın müşterek ihtiyaçları için harcanmasıdır. Örneğin müşterek evin tadilat masraflarına, düğün masraflarına veya beyaz eşya masraflarına harcama yapıldığı koca tarafından ispatlanırsa, koca ziynet eşyalarını iade etmek zorunda değildir.
Ziynet eşyası davası nasıl açılır
Ziynet eşyaları davası açarken ziynet eşyalarının aynen iadesi, bu mümkün değilse bedelinin ödenmesi talebinde bulunulmalıdır. Düğün takıları iadesi davasını görmeye görevli ve yetkili mahkemeye davalının yerleşim yeri Aile Mahkemesidir. Dava ziynet eşyalarının rızası dışında elinden alındığını iddia eden taraf tarafından diğer eşe karşı açılacaktır.
Ziynet eşyalarına ilişkin davada, ziynet eşyalarının mülkiyetinin tespit edilmesi durumunda bu husus ayni mülkiyet hakkına ilişkin olup, zamanaşımına tabi değildir; fakat istem ziynet eşyalarının tazminine ilişkinse Türk Borçlar Kanunu uyarınca 10 yıllık zamanaşımı dikkate alınacaktır. Ayrıca belirtmekte fayda var, evlilik süresince eşlerin birbirinden olan alacakları için zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacağı için 10 yıllık sürenin tayini bu bilgi üzerinden yapılmalıdır.
Nişanın bozulması durumunda nişan takılarının durumu nedir
Nişanın bozulması durumunda da takıların iadesi istenebilir hatta bu iadeyi sadece taraflar değil, nişana katılan aile bireyleri veya yakınlar da isteyebilmektedir. Medeni Kanun böyle bir hukuki korumayı sadece taraflara vermemiş aynı zamanda nişana katılan yakınların da nişanın bozulması durumunda böyle bir hakları olduğunu belirtmiştir. Medeni Kanun 122. Maddesi’ne göre; eğer nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Ancak ana veya babanın ya da onlar gibi davrananların taktıkları takı veya altınların iadesini isteyebilmesi için bazı şartlar vardır. Kanuna göre bu şartlar şunlardır:
Verilen hediyeler nişanlılık dolayısıyla verilmiş olmalıdır.
Geri istenecek olan hediyelerin veya takıların olağandışı olması gerekir. Örneğin amcası yeğenine nişan hediyesi olarak yazlığını vermiştir. Çünkü olağandışı demek ufak bir takı demek değildir. Büyük bir değeri olan bir hediyenin verilmesi demektir. Hediye karşı tarafa verildiği için mülkiyeti de karşı tarafa geçer. Yani amca yeğenine yazlık gayrimenkul vermişse yeğeninden geri isteyebilir ancak yeğeni başka bir 3. kişiye yazlık evi devrederse bunu isteyemez çünkü tapuya güven ilkesi vardır. Bu sebeple de özet olarak hediyelerin, takılan takıların iadesi için olağandışı bir durum olması gerekmektedir.
Nişanlılık bitmiş olmalı yani evlilik dışında bir sebeple sona ermelidir.
Takıların ve hediyelerin geri iadesini isteme hakkına sahip olanlar; nişanlılar, anne ve babaları ya da anne ve baba gibi hareket eden kişilerdir. Bu kişiler anne ve babanın kardeşleri olabilir. Ya da çocukluğunda kendilerine bakan süt anne gibi, anneanne dede veya babaanne büyükbaba veya aile dostu da olabilir.
Takıların iadesi davasında altınlar veya paraların değeri nasıl ölçülüyor.
Ziynet eşyalarının ispatı genel olarak tanık delilleri, fotoğraf video vb. kayıtlar, bilirkişi raporları ile sağlanmaktadır. İade davasını açan kişi, davasını dayandırdığı iddiaları ispat etmeli veya davalı davacının iddialarını çürütememelidir. Bu noktada bilirkişi raporu önemli bir delil sayılmaktadır.
Kadının ziynet eşyalarının ispatı düğünde takılan ziynet eşyalarının ispatı, varlığı, miktarı, türünü tespit etme ya da bunların ödenmesi için değerinin tespiti amacıyla mahkeme bilirkişi görevlendirecektir.
Bilirkişi raporu hazırlanırken düğünde çekilen görüntü ve fotoğraflarla birlikte tarafların savunma ve talepleri doğrultusunda dikkate alınır. Bununla birlikte dosyada mevcut video ve fotoğraflara göre hangi takıların davacı üzerinde bulunup bulunmadığı rapor içeriğinde tek tek takılan takının türünden gramajına kadar ne olduğu belirtilmelidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.