BEKLEYİN; GÖRÜRSÜNÜZ! (TEKERRÜR)
18 Aralık 2024, Çarşamba 15:26Tarih,”Tarihinizi bilmezseniz; tarihinizi yeniden yaşarsınız ve cezalandırırım. Eğer bilirseniz, mükâfatlandırırım” Diyor. Onun için tarihimizi bilmemiz lazımdır.
Öyle diyor Normun Cousins,”Tarih, engin bir erken UYARI SİSTEMİDİR.”Diyor.
Saygıdeğer okurlarım, müsaade ederseniz eğer; bu yazımda sizinle kısa, kısa da olsa, asıl konumuzdan önce; toplumun çok önemli bir başka konusundan bahsetmek istiyorum. Bahsedeceğim konular millet olarak, ilginizi çekmeyebilir. Sıkıcı olabilir ya da “Bu konular bizi hiç enteresan etmiyor; ilgilendirmiyor.” Diyebilirsiniz. Ancak yazımı okuduktan sonra, yüzde beş yüz hak vereceğinizi de; hisseder ve duyar gibiyim. Bizim, sizin, milletimizin, kısaca; şu andaki ve ileride Devletimizin ve gençlerimizin geleceği olan; Devletimizi her konuda yükseltecek; Muasır Medeniyetler seviyesine çıkaracak, ya da taşıyacak Peygamber mesleği olan İRFAN ORDUSUNDAN; YANİ, ÖĞRETMEN Arkadaşlarımdan ve onların 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNDEN, BAHSETMEK İSTİYORUM! Bu vesileyle de öğretmen arkadaşlarımın; geçmişteki ve gelecekteki tüm 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYOR VE TEBRİK EDİYORUM!..
Bakınız: Ben, 74 yaşında, arkadaşlarım gibi bir Türk öğretmeniyim. Devletimize gece – gündüz birçok idari görevlerde de bulunmak üzere 26 yıl yılmadan, yorulmadan, usanmadan hizmet ettim. Helal-ı hoş olsun. İlkokula başladığım zaman, dağlarda taşların üzerine yazarak, birbirlerine okumayı ya da ASKERDE okuma – yazma öğrenen; belki de, DİPLOMASI bile olmayan; sadece okur – yazar BELGESİ olan adlarına EĞİTMEN denen iki EĞİTMEN gördüm. Onlara ve tüm eğitmenlere ve Hakk’ın Rahmetine kavuşan tüm öğretmenlerimize vatandaşlarımıza, mümin ve mümin atlara Allah (CC) dan Rahmet diliyorum. Mekanları Cennet’i Ala olsun!.. Bu eğitmenlerden önce ise KÖY ENİSTÜTÜSÜ VARMIŞ. Bizim kuşak, onları görmedik. Ancak bu okula öğrenci bulamayıp, ailelerle okul yöneticilerinin görüşmeleri ve dağlarda hayvan otlatan okul çağındaki çocukları, bizzat okula toplayarak okuttukları, şu gün itibarı ile bile; dillerde dolaşmakta olup, belgelerde de mevcuttur. O zamanlar ORTAOKUL mezunları hem öğretmen, hem polis hem de başka, başka mesleklerde çalışmaya başlıyorlardı. O ZAMAN, bir kıymet bir haysiyet, bir gönül, bir saygı ve sevgi vardı. SORUYORUM; şimdi ne var?.. O ne? Ne diyorsunuz? Bakıyorum da, bana bir şey yok der gibi, gibi siniz!..Var hocam! Var, var! Memleketin BEL KEMİĞİ, KALKINMANIN; MUASIR MEDENİYETİNİN ANADAMARI; Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin TEMEL TAŞI olan; BAŞTA, BAŞÖĞRETMEN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TEN, VE HATTA 2002’ye kadar olan kesim de hariç olmak üzere sınavlarda TÜM MASUM KESİMLERE UYGULANAN MÜLAKAAT SİSTEMİ VARYA!.. Bu sistemle neyi yapmak ya da neyi AMAÇLAMAK İSTİYORLAR ben bilmiyorum!.. Siz biliyor mu sunuz bilmiyorum?.. Bu serzenişim şu kişiye bu kişiye ya da şu adama bu adama değildir. Herkes için geçerlidir.
ATATÜRK’ÜN,” Muallimler! (ÖĞRETMENLER!..) yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır!” Diye bir sözü vardır. Bu söz nerde kaldı. Soruyorum! MÜLAKAATTA, adalet olur mu? (K) Sayın Cumhurbaşkanımız, bu son seçimden önce MÜLAKAATI kaldıracağını söz vermişti ama kaldırmadı. Nedenini değil söylemek; düşünmek bile istemiyorum. Ben şahsım itibarı ile şunu söylemek istiyorum. Emekli Bir Türk Öğretmeni olarak; 364 GÜN ATILIP; 365’inci GÜN HATIRLANMAK istemi yorum! Yani kısaca NİNNİLERLE UYUTULMAK İSTEMİYORUZ!.. Yukarıda da izah ettiğim gibi KALKINMANIN TEMEL TAŞI OLAN EĞİTİMCİLER; BASİTE ALINMAMALI, YILDA BİR KERE HATIRLANMAMALI, POHPOHLANMAMALIDIR!.. Hangi kurum, nerede ve nasıl olursa olsun; MÜLAKAAT VS. gibi eylemler LİYAKATTAN ÖNCE GELMEMELİDİR!.. Dikkat ederseniz, bütün kurumların; işçisinden çalışanına, çalışanından BROKRASİSİNE KADAR EĞİTİMCİLER; YANİ ÖĞRETMENLER YETİŞTİRMEKTEDİR!.. O halde; tabandan – tavana kadar bütün çalışanlar arasında ADİL BİR ÜCRET DENGESİ BELİRLENİP, ÖĞRETMENLERİN EZDİRİLMEMESİ ve EZİLMEMESİ LAZIMDIR! Bir EĞİTİMCİ olarak; bu konu ile ilgili çok PLAN, PROJE, PROGRAM, SİSTEM VE TEKNİK ÜZERE ÖNERİLERİM OLACAK AMA ne yazık ki; burası yeri değil!.. Bu mülakat meselesi öyle kötü bir süreç ki birçok yönlerini bırakın izah etmeyi, düşünmek bile istemiyorum. Bu aynen şu duruma benziyor. Bir anne çocuğunun birine şeker verip güldürürken, diğer çocuğuna şeker vermeyip ağlatır mı Allah Aşkına? Bu proje bence olsa, olsa; kim olursa olsun, hiç kimse kusura bakmasın KENDİ KADROSUNU KURMA PROJESİDİR!.. Bunun başka izahı olamaz. O halde bu projenin ne MUASIR MEDENİYETLE VE NE DE; BEKA SORUNU İLE BİR İLGİSİ YOK.. Bu proje sadece PİRİNCİN İÇİNDEN TAŞIN AYIKLANMASINA BENZER SONU, UÇURUMDUR!..
Müsaadenizle gelelim şu anda ki, tabiri caizse eğer; ALLAK – BULLAK GİDİŞATIMIZA ve bakalım, dünyanın nereye EVRİLDİĞİNE?.. BAKINIZ: Filistin – İsrail Savaşı’nı ve dünyanın nereye, nasıl bir CEHENNEME EVRİLDİĞİNİ YA DA EVRİLECEĞĞİNİ anlatmıştım. Fakat içinde bulunduğumuz dünyanın gidişatına bakınca olayları, değişik; başka, başka yönleri ile tekrar yazmak mecburiyetin de kaldım. Süreci izliyoruz. TV kanallarındaki, açıkoturumlarda konuşan tüm bilim insanlarını, hocalarımı ve akademisyenleri izliyorum. Kimseyi suçlamıyorum ama biraz garipsiyorum ve diyorum ki; maaşallaa...h!... Hepsi aşağı – yukarı aynı cümle ve kesin hüküm değil; ucu açık cümleler kullanıyorlar. Oysaki dünya ve dünya milletleri tarihte bu konuda; SAYAMAYACAKLARI KADAR BELGELER VARDIR! Eğer, af buyurun; bir yerlerine güveniyorlar ise ARŞİVLERİ AÇSINLAR! YETER ARTIK!.. Birileri korkuyor ve çekiniyorsa; HODRİ MEYDAN DİYORUM!.. Ben, BELGELERİ BİR, BİR SAYARIM. Örneğin 1915’te olmayan; SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMINI VARMIŞ GİBİ İDDİA EDREK TÜRK DEVLETİ’Nİ SUÇLUYARAK YARGILAYAN; BUNUNLA DA KALMAYIP, YER, YER ERMENİ SOKIRIM ANITI YAPAN TÜM KÜRESEL GÜÇLER NEREDELER? Ama aslında, BİLİNÇ ALTINDAKİ asıl düşündükleri Hain niyet İsrail’in; KUTSAL TORAKLAR ÜZERİNDE; yani ORTADOĞU’DA baştan başa bir İSRAİL KIRALLIĞI KURMAKTIR!.. Destekçileri ise başta ABD olmak üzere, İngiltere, Almanya, Fransa gibi diğer hain devletlerdir. Şu anda Filistin’de, Gazze’de, Kudüs, Lübnan, Suriye, Yemen vs. gibi Müslüman devletlerde Müslümanları kendi vatanları olan KUTSAL TOPRAKLARDA KADLEDİYORLAR! VAR MI BİR SOYKIRIM ANITI YAPALIM YA DA YAPILSIN VEYA YAPIN; DİYEN?.TARİHTE BUNLARA BENZER;BİR SOYKIRIM ALÇAKLIĞI, TERBİYESİZLİĞİ, İHANETİ VAR MI? GÖSTERSİNLER!. Ama ben hepsini İSPATLARIM!.. Yine diyorum. Tek, tek sayarım. Açalım arşivleri HODRİ MEYDAN!.. Ama HAİNLER UTANMAZ Kİ; Onların kalpleri Allah (CC) buyurduğu gibi bir o kadar da karadır!.. Saygıdeğer okurlarım; müsaadenizle size şu önemli konuyu da söylemeden edemeyeceğim. Görüyorsunuz; bırakın SOYKIRIM ANITINI, SAVAŞMAYI; karşı koymayı, yardım etmeyi bile şu andaki Müslüman bildiğimiz devletler cesaret edemeyip; yumacık kirpi gibi kafalarını içlerine çekiyorlar!.. Neden mi? Tehlike geçtiği zaman ileride KAHRAMAN KESİLECEKLERİ İÇİN.DE ONDAN. Bakınız;
Bu Siyonist, Yahudi İsrailliler tarih boyu, parça, parça; bezende toplu halde aç, sefil, baldırı çıplak ve mankurt; yani vatansız olarak dünyanın birçok yerlerinde yaşıyorlardı. Birçok devletler Ta ki, 1947 yılına kadar olan; yani 1800 ile 1947 yılları arası yaşayan tüm devletler birbirlerine saldırıyor ve hatta birbirlerine soykırım mezalimi (vahşeti) uyguluyorlardı. Bahsettiğimiz önceki tarihlerde, yani1800’lü yıllarda Siyonist Yahudiler daha çok sürüler halinde yaşarken; Yahudi topluluklar; bazı devletler tarafından soykırımdan geçirildiklerini tarih kaydetmektedir. Ancak, İngiliz kontrolünde olan Filistin’e İngilizlerin isteği ile gidip Filistin’e yerleşmeleri ile süreç başka bir hal almıştır. 75 yıldır süren çatışmaların kısaca tarihçesi; ne oldu, niçin oldu, ne zaman oldu; kimler arasında oldu? Bu noktaya nasıl gelindi? Sorularının derinliği sebebiyle burada geniş anlatmamız mümkün değildir. Kısaca şöyle diyebiliriz!.. İsrailliler; Filistin’e 1947 yılında yerleştikten sonra, birkaç devletle beraber, NE YAZIK Kİ; Türkiye’nin de onay verdiği ve İsrail’i devlet olarak tanıdığı 1948 – 1950 yıllarından sonra gözlerini Filistin Toprakları’na dikerek; bulundukları sınırları İŞGAL EDİP, GENİŞLETMEYE ÇALIŞTILAR!.. Duru, âmânı – cırı, adaleti, hakkı– hukuku, iyiliği bilmediler. Hep Filistin Topraklarını İŞGALE KALKIŞTILAR. Karşı koyan masum, sefil birçok Filistin çocuklarını hakiki mermilerle ŞEHİT ETTİLER!.. Oysaki onlarda; silah falan yok; sadece sapan taşları ile karşılık veriyorlardı. Ve nihayet İsrail, süreci SOYKIRIMA kadar götürecek bir Filistin – İsrail savaşını 7 Ekim 2023 Tarihinde kanlı bir şekilde başlatmış oldu. Hain Netenyahu’nun asıl amacı; Kutsal ORTADOĞU TOPRAKLARINI TESLİM ALMAK. Bu almış olduğu topraklar üzerinde (güya vaat edilmiş bu topraklarda) bir Yahudi Siyonist Devlet Krallığı kurmak ve ÜÇÜNCÜ olarak da; Müslümanları ve Türkleri dünyadan silip, söküp atmak ve yok etmeyi amaçlamaktadır!.. Daha önceki konulardan kısa, kısa birkaç konuyu hatırlatmak istiyorum. Savaş sürecinde bizim TV kanallarındaki AÇIK OTURUMLARDA Akademisyenler, bilim insanlarımız, konuşmacılarımız vs.”İsrail, sivillerin kaçış yollarını vurdu. İsrail, asıl namluyu nere çevirecek? İsrail, Lübnan saldırısına devam edecek mi? Nükleer savaş kapıda mı? ABD’den, Ortadoğu’ya ABLUKA. İran ve Lübnan’ın çevresi UÇAK GEMİLERİ ile ablukaya alındı. Suriye’den sonra hedef Türkiye mi? “ Vs. derken; MSB Güler,”İsrail, Türkiye’ye saldırabilir!..” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan “Bölgede büyük savaş çıkabilir.” Söylemi geldi. Bu tür mış, mışlı; miş, mişli; didili vs. ucu açık daha; çok söylemler var. Peki, kesin olarak ABD ne diyor? Hemen bakalım. TIRUMP,”PKK / YPG’ ye kimse dokunmasın yakarım.”Diyor. BIDEN,”İsrail’i çevreleyen Müslüman devletleri ve tüm unsurları ortadan kaldıracağız.”Diyor. Netenyahu denen HAİN NE DİYOR? Bakalım. O da dosdoğru, Gazze’den Hamas’a seslenerek,”Gazze’yi yönetemeyeceksiniz, burada bulunamayacaksınız.” Vs. Diyor. Soruyorum, daha söylenecek söz kaldı mı?
Ben bu konularla ilgili birçok konuları defalarca; fazlasıyla yazdım. Çok söz KUR’AN’A yakışır. Neyse: Siyonist Yahudilerin ve bilhassa İsrailliler ile Küresel güçlerde ki Yahudi, Siyonist babaları ve asıl PATRONLARI,”Birinci bin yılda Amerika ve İngiltere’yi dizayn ettik. İkinci bin yılda Afrika’yı dizayn ettik, SÖMÜRGELEŞTİRDİK. Üçüncü Bin yılda HEDEFİMİZ; Başta Türkiye ve İran olmak üzere KUTSAL ORTADOĞU TOPRAKLARINI Dizayn etmek; ALMAK.”Diyor. Bakar mısınız, şu HAİNLERE! İşte; tam da bu noktayı (K) Sayın Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan iyi görmüş olması lazım ki; bir ara konuşmasın da bu konudan; yani Arz-ı - Mevut’tan söz etti. SORUYORUM? Konular bu kadar alenen eşkere ve açıkken; hiç ucu açık söylemler olur mu Allah (cc) Aşkına. Tekrar yazıyorum. İtalyan Kuramcısı MACYEWEL,”Türkleri dışarıdan KUŞATMAYINIZ. Dışarıdan KUŞATTIĞINIZ zaman topu, tüfeği bırakır; bağıra, bağıra KAÇARSINIZ. GÖZÜNÜZE HEYBETLİ GÖRÜNÜR. TÜRKLERİ İÇERDEN KUŞATINIZ. Yani KALEYİ İÇERDEN YIKINIZ (FETHEDİNİZ!..”Diyor. İşte benim asıl endişem de budur!.. İnşa Allah; böyle olmaz ama Suriye’deki başarılardan sonra Türkiye’yi övmeler, saygılar ve aşırı seviyor olarak görünüp; yukarıda da izah ettiğim gibi bunların O PİS VE HAİN EMELLERİNİN TUZAĞINA Devletimizin düşmemesini ÜMİT VE TEMENNİ EDİYORUM!..
Yazımın başlığında da söyleyip yazdığım gibi asıl korkum budur. İnşa Allah YETKİLİLERİMİZ; içerden ve dışarıdan, GİZLİ BİR FİTNENİN; GİZLİ BİR TUZAĞINA DÜŞMEZLER! Başlıktaki ENDİŞEYİ DE MİLLET OLARAK YAŞAMAYIZ!.. İNŞA ALLA (CC)!
Bir başka önemli konuda BULUŞMAK üzere kalın sağlıcakla....
Hamza ESER Tel:0535 214 15 15
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum