Osmaniye
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    30.56
  • EURO
    32.84
  • ALTIN
    1982.3
  • BIST
    8757.66
  • BTC
    43248.04$

KÜRT KİMDİR? ETNİK KÖKENİ NEDİR?2. BÖLÜM:

17 Ocak 2022, Pazartesi 20:08

Saygıdeğer okuyucularım; olayların daha iyi anlaşılması ve bağlantılara girebilmem için önce müsaadenizle Alda Moro cinayetinden başlamak istiyorum.

İtalya’n Politikacı Hıristiyan Demokrat Başkanı Alda Moro, 16 Mart

1978’de Kızıl Tugaylar adlı bir sol örgüt; Alda Mor o’yu kaçırırlar. 55 gün rehin tutarlar. Hapiste olan 13 arkadaşlarının serbest kalmasını isterler. İstekleri yerine getirilmeyince de Alda Mor o’yu öldürürler. İşin garip tarafı şu; Amerika Hegomanlığını korumak için CIA ajanlarının, çok büyük bir ihtimalle Kızıl Tugayların içerisine sızdıkları ve onları yönlendirdikleri çok büyük ağırlık kazanmaktadır. Tıpkı bizde ki bir kısımları açık; bir kısımları gizli PKK uşakları gibi. Kızıl Tugayların Kökü kazındığından bu yana daha adı bile duyulmamıştır. Bizde ise PKK; 50-60 yıldan bu yana içimizde hem cirit atmakta hem de Türk-Kürt demeden sivilleri katletmekte, Askerlerimizi Şehit etmektedirler. Milletim adına UTANIYORUM! Kendi kendimize, sormak lazım. Acaba neden? Daha bununla kalmayıp ne yazık ki; birbirleri ile PROJE YARIŞINA GİRMEKTEDİRLER. Aslı Türk olan, “Kürt kardeşlerimizin projesi.”Şu gün, şu saat olmuş daha hala birbirleri ile olan ara kavga bitmedi. Ben ise hala düşünüyorum. Acaba bu kavga ne zaman bitecek diye; hala ümitleniyorum. YAZIK OLUYOR MİLLETİMİZE!..

            Bu proje sayesinde ne yazık ki; bu iki kardeş arasında yapılan kavga ve düşmanlık tarifi mümkün olmayan bir hızla büyümektedir. Siyasiler, bürokrasi, yazar ve akademisyenler, araştırmacılar, gazeteciler, tv’ciler vs. Milletimize; doğruları gerçek olarak yansıtmıyor, onun için de yukardan aşağıya doğru; insanlar gerildikçe geriliyor maalesef. Bu konuda gidişatımız hiç; iç açıcı değil. Allah(CC) sonumuzu hayır eyleye.

            Gelelim terör örgütü PKK’nın elebaşı bebek katili terörist Öcalan’a;

            Öcalan, Şubat 1999’da Kenya’nın başkenti Nairobi’de yakalandı ve Türkiye’ye getirildi. Türkiye, Öcalan’ın yakalanmasını, 16 Şubat1999’da (merhum) Başbakan Bülent Ecevit’in yaptığı, Abdullah Öcalan Türkiye’dedir.”Açıklaması ile duydu.

            Öcalan’ın doğumu; Urfa İli’nin Halfeti İlçesi’dir. Etnik kökenini ise Papa II. John Paul’a yazdığı mektuptaki; kendi itirafından öğrenelim. Öcalan o mektupta,”Aziz Peder. Hıristiyanlığa çok yakınım. Sizin şahsınıza ve dininize duyduğum saygı benim savaşımın ve düşüncelerimin merkezindedir.”Demektedir. Yani; Öcalan demek istiyor ki,”Ben de sizin kadar Hıristiyan’ım. Benim savaşım sizin savaşınızdır. Türk İstihbaratı beni yakalayarak Türkiye’ye getirdi ve asacaklar. Lütfen beni astırmayın.”Diyor.

            Bebek katilinin asılması ve asılmaması üzerine o zamanki Devlet büyüklerimizin de değerlendirmeleri var ama bunlardan söz etmeyeceğim. Ancak:

            Papa mektubu alır almaz; bütün devletlerin devlet başkanlarını; Öcalan’ın asılmaması yönündeki uyarısını yapar ve haliyle de katil asılmaz. (Aytunç Altın dal’ın, Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri, adlı kitabında.)

 

            İşte onun içindir ki bebek katili, küresel güçlerin hizmetinde. Onlara hizmet etmekle, diyet borcunu ödemektedir. Burada çok istirham ediyorum: Bu konu için vermiş olduğum bu ve diğer kaynakları; cümlesi cümlesine, kelimesi kelimesine, virgülü virgülüne, noktası noktasına, içinize iyice sindirerek ve inceleyerek; didik, didik okuyunuz. Lütfen! Ama tabiri caizse, sabırlı ve metanetli olup kafayı oynatmayınız! Ati’yi ve geleceği bilmeniz için söylüyorum. Asla akıl vermiş olmayım. Benim kişiliğim bunu götüremez. Bence, doğru neyse o. Ancak tarih boyu süre gelen olayları; günümüz olaylarını ve gidişatını da karşılaştırmayı, değerlendirmeyi de asla ve kat’a UNUTMAYINIZ! 

            Yalnız şöyle düşün müyor da değilim; bir grup ya da bir Kürt kardeşim çıkıp “Yahu siz ne demek istiyorsunuz? Biz Türk’üz!”DEMİYOR. Ya da Kürt kardeşlerimiz yazarlarımızdan; diğer yazarlarımızdan bir grup veya birileri çıkıp siz ne yapıyorsunuz?” Buyurun meydana; bu meseleyi tartışalım. Yoksa vatandaşlarımızın zihinlerini karıştırıp, onların huzurunu asılsız iddialarla bozmaya kalkışamazsınız!”Demiyor. KINIYOR ve EDEP YAHU! Diyorum! Meselenin doğrusunu anlatanlara bir diyeceğim yok ama yanlış-manlış Anlatanlara da Akademisyen, Bilim adamı, Prof, yazar – çizermiş, kimse kusura bakmasın onlara da hürmetim kısır; saygı da hiç duymuyorum. Bir yerlere hizmet mi ediyorlar acaba?”Diye de düşün müyor değilim. Amacım kesinlikle ötelemek, ayrıştırmak değil ama bu tür insanlar hakkında da ETNİK KÖKEN MESELESİNİ DE ister itemez düşünüyorum.  Çünkü olmaz böyle bir şey diye düşünüyorum.

            Ne yazık ki; okumayan ve tarihini bilmeyen, bir millet olduk.

            Aşağıda da izah edeceğimiz gibi PKK Türkiye’de Kürt-Türk demeden katliam yapma görevini bizzat ASALA ÖRGÜTÜNDEN ANLAŞMALI olarak devralmıştır.

            GELELİM ASALA ÖRGÜTÜNE;

            Asala Örgütü’nün başı olan Agop Agop yan; Ermenistan’ın kurtuluşu için; ASALA, (Ermeni Gizli Ordusu.)Nu kurdu. (1975)

            Asala kendi ya da diğer tüm değişik örgütler gibi birçok devletlerde eylemler gerçekleştirse de ağırlığı Türkiye’ye vererek; hem dış ülkelerde 50’ye yakın diplomatlarımızı ve oralarda çalışan vatandaşlarımızı katlederek, Askerlerimizi de Şehit etmiştir, hem de; Türkiye’de akıl almaz katliam yapmıştır. (Vikipedi)

            Asala Başkanı, Agop Agopyan’ın öldürülmesine birçok kanlı terör örgütlerinin adı yer alsa da; öne çıkanlar, M. Ö.; A. Ç.; MOS.. Ö.;’leri öne çıkmaktadır.(Vikipedi.) Yukarıda da izah ettiğimiz gibi ASALA ÖRGÜTÜNÜN BAŞI 1988 yılında öldürülüyor; sonra kendine bir destek bulamayınca örgüt dağılıyor ve eylemler1994’de son buluyor. Ancak, ASALA katliam görevini, 16 Nisan 1980’de PKK Terör Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkarak bölgede bir Ermenistan Devleti kurulması yönünde, Lübnan’ın SİDON Kentinde toplanarak bir anlaşmayla, Asala Örgütü görevi; PKK Terör Örgütü’ne DEVREDİYOR. İrfan YILMAZ’IN (Güneydoğu ve Şer İttifakı.) adlı kitabında.

Yani; “PKK Terör Örgütü’nün 15 Ağustos 1984’de Eruh ve Şemdinli eylemleri ile terör sahnesine çıkması ve Asala Örgütü’nün eylem alanından çekilmesi aynı tarihe rastlamaktadır. Yani, Ermeni Terör Örgütü ASALA; Türkiye’yi bölme emellerinin TAŞERONLUĞUNU, PKK Terör Örgütü’ne devretmiştir.” Diyor. İrfan YILMAZ (Güneydoğu ve Şer İttifakı) adlı kitabında.)

            Daha önce Kürt kardeşlerimizin ETNİK KÖKENLERİNİN aslında, Kürt değil de Türk olduklarını ve dünyada sadece bilinen YAHUDİ Kürdü; onların da, (BARZANİLER OLDUĞUNU) Yaşadıkları Bölgelerle birlikte yazmıştık.

            Şimdi de bizim kendi YAZAR – ÇİZER KARDEŞLERİMİZE; HOCALARIMIZA BAKALIM:

            İrfan YIMAZ: Gördüğünüz gibi yazımın içinde de bahsettiğimiz, (Güneydoğu ve Şer İttifakı) adlı kitabın yazarıdır. Mutlaka okunmalı. Sivas’ın Gürün İlçesine bağlı Eski hamal köyünde 1958 yılında doğmuş; en son “İLESAM” üyesidir. Burada birde kendi Milli Yazarlarımızdan olan Mehmet Ziya Gökalp Hoca’mdan bahsedelim.

            Ziya Gökalp: Tam adı, Mehmet Ziya GÖKALP. 23 Mart 1875’te Diyarbakır’da doğdu 25 Ekim 1924’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. (Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak,-- Türkçülüğün Esasları,-- KIZILELMA) Kitaplarından başka çocuklar için küçük kitapların haricinde birçok gazete ve dergilerde makale yazmıştır.

            Ziya Gökalp KIZILELMA’SINDA; TURANI ŞÖYLE TARİF EDER. Kızılelma neresi mi? “Nereye girmişse HİLAL, orası TURANDIR, onu geri al.”Diye tarif eder.

            Cumhuriyetin kurucusu büyük Atatürk;”Etimin ve kemiğimin babası Ali Rıza Efendi ise fikrimin babası Ziya Gökalp, Heyecanlarımın babası Namık Kemal’dir.”Diyor.

            Ziya Gökalp;”Ben, Kürt bölgesi dedikleri Diyarbakır’da doğdum, büyüdüm. Bir gün, Diyarbakır’da Kürtleri aramaya çıktım. Karşılaştığım bütün Kürtlere sordum ve araştırdım. Hepsinin ETNİK KÖKENİ TÜRK ÇIKTI.”Diyor.

            Ziya Gökalp,”KIZILELMA” adlı kitabını; Türk çocuklarının birer Türk Milliyetçisi olarak yetişmeleri amacına hizmet etmek üzere yazmıştır.

            Kendisini Türklük ülküsüne adamış ve kalemini Türklüğün yücelmesi, dünya Türklerinin işbirliği yapmaları mefkûresinin gerçekleşmesi emrine vermiş olan Ziya Gökalp, kutsal kabul ettiği bu dava uğruna mahkûm olmuş, sürgünlere gitmiş, ama yine de YOLUNDAN SAPMAMIŞTIR.

            Bakınız, Ziya Gökalp;”Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” adlı kitabında,”Mefkûrenin yoktan var olması, “şuursuz” bir safhadan “şuurlu” bir safhaya geçmesi demektir.”Diyor. Ziya Gökalp, şöyle diyor.”Vatan, ne Türkiye’dir Türklere ne Türkistan, Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir, TURAN!”Diyor. Burada müsaadelerinizle Kızılelma’sından iki dörtlük yazmak itiyorum.

            Macar dedi: Sanma, kalmak isterim,     İngiliz gasbetti Sultan Osman’ı

            Atımı meydana salmak isterim,              Bununla tutacak Hindi, Amman’ı!

            Türklerin öcünü almak isterim,              İslamlık tanıdı kimdir düşmanı,

            Altay yurdu büyük vatan olacak!           Çok geçmez ki mes’ut bir an olacak;

            Turan’ın hâkimi sultan olacak!              Düşmandan öç alan Kur’an olacak!

            Burada affınıza sığınarak; M.K. Atatürk’ün bir sözü ile Sinan Ateş’in “Hedef Turan.” Adlı kitabından Hüseyin Nihal Atsız’ın birer sözünü yazmak itiyorum.

            “Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asli cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin!.”

                                                                                     Mustafa Kemal Atatürk

 

“Turancılık ülküsü gibi milleti hızlandırıcı, ahlaka ve erdeme dayalı kutlu bir ülküyü yermek için, ya damarlarındaki kanı yabancı hissetmek, ya komünist; yani, vatan haini yahut da milli tarihi Malazgirt’ten başlatacak kadar cahil ve budala olmak lazımdır.”

                                                                                                            Hüseyin Nihal Atsız

 

            Saygı değer okuyucularım! Bazı kendini bilmez denzizlerin olayları kasıtlı olarak saptırarak anlattığı “TÜRKÇÜLÜK;” asla bir IRKÇILIK DEĞİLDİR. Yukarda ve gelecek bölümlerde de anlatacağımız üzere,”TÜRKÇÜLÜK”, Yüksek bir TÜRK KÜLTÜRÜDÜR. Bilinmesini isterim.

                       

            Şimdi sizlerin de affına sığınarak; hem bu bölümlerde ki bilgileri pekiştirmek ve hem de gelecek bilgileri daha iyi anlamak, o bilgilerle bağ kurmak için; Dış Güçlerin (Küresel Güçlerin), Kürt kardeşlerimizin ve Türk Milletimizin üzerine oynadıkları oyunlarla; zihniyetleri, tarih boyu tuzakları, entrika ve husumetleri, besledikleri emelleri dünyadan, Kürt kardeşlerimizi ve Türkleri SİLİP ATMA ÇALIŞMALARI ile kendi içimizden işbirlikçi İHANETÇİLERLE BİRLİKTE, yoğun çalıştıkları ile ilgili hem Milli Araştırmacılarımızın eserlerinde hem de Milli (Devlet Arşivlerinde) bulunan ARŞİV BELGELERİNİ paylaşmak istiyorum.

1. BELGE:

            3 Eylül 1912’de, Balkan Harbi sıralarında Mr. Marling’in E. Grey’e gönderdiği bir raporda şu görüşlere yer verilmiştir. ASIL NİYET?

            “Şimdiki durum yalnız Balkanlar’ı ve Avrupa’yı değil, fakat Arapları, Ermenileri, Kürtleri ve diğer ırkları da İmparatorluktan ayırmaya çalışmak olmalıdır. Türkiye’de yapacağımız propaganda, komitenin Türkiye’yi uçuruma sürüklediği ve MUTLAK ORTADAN KALKMASI İCABETTİĞİ YOLUNDA OLACAKTIR.”

            2. BELGE:

            21 Temmuz 1919, Mr. Hohler’den Sir Tilley’e

            “Mezepotomya şimdi bizim olacağına göre, Albay Novvel’e bir Kürt Devleti kurdurup, kuzey dağlarını böylece koruyabiliriz.”

            3. BELGE:

            19 Ağustos 1919, Amiral Webb’den Lord Curzon’a

            “Amerika, Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir ERMENİSTAN’I himaye edecek, geri kalan dört vilayeti de bir Kürt Devleti olarak İngilizlerin himayesine (Emrine) bırakıyor.”

            4. BELGE:

            27 Ağustos 1919, Mr. Hohler’den, Mr. C. Kerr’e

            “Kürtlerin ve Ermenilerin diğer meseleleri beni ilgilendirmez. Bizim Kürt meselesine verdiğimiz ehemmiyet (önem) Mezopotamya’daki kaynaklarımız PETROL İÇİNDİR.”

            5. VE 6. BELGELERİ atlıyorum.

            7. BELGE:

            28 Kasım 1919, G. Kidston’ dan Sir E. Crowe’a

            “Kürtlere her ne kadar inanmazsak da ONLARI KULLANMAMIZ MENFAATİMİZ icabıdır. Doğu Anadolu’yu ancak SAVAŞ ÇIKARTARAK, Ermenistan ve Kürdistan diye BÖLEBİLİRİZ.”

            8. BELGE:

            23 Aralık 1919’da Kürt konusu; İngiliz ve Fransız HEYETLERİ ARASINDA tartışılıyor. İngiliz Heyeti Başkanı Lord Curzon, Fransız Heyeti Başkanı da Berthelot idi. Müzakerelerden sonra İstanbul’daki İngiliz Elçisi, İngiltere Dışişleri Bakanlığına gönderdiği bir telgrafta aynen şöyle diyordu.

            “……Hükümetimizin niyeti Türkleri ne olursa olsun zayıf düşürmek ise, Kürtleri onlardan ayırmak hiç de fena değildir ve bu mümkündür. Ancak bunun çok dikkatli yapılması gerekir…….”

            9. BELGE:

            İran’da “ Ermenice” yayın yapan “ HUSEPER” isimli gazetenin 11 Eylül 1930 tarihli nüshasındaki şu sözler de, emperyalizmin KÜRTÇÜLÜK FİKRİNE niçin alkış tuttuğuna dair, bir delil teşkil edecektir. Adı geçen gazetede bir Ermeni’nin imzasıyla çıkan yazının bir bölümünde aynen şöyle deniliyor;

            “…..Türklerle teşriki mesai ettiğimizden dolayı bizi tenkit eden hasımlarımız bilmelidir ki, TAŞNAKLAR’IN (Bağımsız Ermeni Direniş Örgütü.) yegane maksadı ebedi düşmanımız olan TÜRK’Ü İMHA ETMEK ve onunla kat’i hesabımızı görebilmek için her gün, her fırsatta onu bıçaklamaktır. Türk’ün birliğini karıştırmak, Türkiye’ye nifak tohumları sokmak, Türkiye’yi zehirlemek, işte vazifelerimiz bunlardır. Bu itibarla; KÜRTLER’e teveccüh göstermek ERMENİ DAVASINA HİZMET ETMEK DEMEKTİR…”

            İrfan Yılmaz (Güneydoğu ve Şer İttifakı.) adlı eseri.

            Saygıdeğer okurlarım, şimdi size soruyorum: Bizim bu Kürt kardeşlerimiz; bu ve bunun gibi hainlere ve hain örgütlerine ALKIŞ TUTAR MI HİÇ? BUNLARIN YANINDA YER ALIR; ONLARI DESTEKLER Mİ HİÇ? Nerede bizim”Milliyim” diyen yazar ve çizerlerimiz? İşte meydan, işte siz. Buyurun bakalım!.. Eğer hala daha sesime ve bu Yüce Türk – Kürt kardeşlerimizin hislerine TERCÜMAN olmuyorsanız; olamıyorsanız, EDEP YAHU DİYORUM. Neden?

            PKK, BDP, DTK, PYD, HDP, İŞİD vesaire gibi Terör Örgütleri, Kürt kardeşlerimizi ve Türk Milleti’ni yok etmek için BERMUDA ŞEYTAN ÜÇKENİNİN İÇİNE ALARAK; Kürt ve Türk isimlerini, varlığını dünyadan silmeye çalışırken; bunlar nasıl bir RAHAT HAYAT YAŞIYOLAR; VALLAHİ anlamış değilim.

            Bana dönüp,”Hocam; ne kadar suçlamalarda ve serzenişlerde bulunuyorsunuz.”Diye, haklı olarak bana sitem edebilirsiniz. Bu ya da buna benzer konuları yazan, çizenler var. Ama ben, doğal olarak şunu demek istiyorum. Okuyan, araştıran bir toplum olmadığımız için yazılanlar hep kitaplarda saklı kalmaktadır. Onun için dir ki; aslında bu suç okumayan toplumundur. Ya da yazar-çizerler belirli günler de toplanıp, geniş katılımlı bir bilgi şöleni veya tartışmalı bir açıkoturum şeklinde programların yapılmaması ya da yapılamaması sıkıntısındayım.

Çünkü artık bu toplum da okuma, araştırma ve bilgi sahibi olma alışkanlığı maalesef, bilfiil bitmiştir

            Bakınız; Aslan Tekin’in,”Türk Adını Silme Planı.”Adlı kitabının, 110. S.”Kürt Dosyası” gibi ciddi ve önemli bir çalışmaya imza atan, eski bakanlardan ünlü tarihçi Prof. Dr. Mehmet Haluk Çay, Vahhabiliği (Dört mezhep dışı.) çıkaranların Türk düşmanlığına dikkati çekmiştir.

            Prof. Dr. Çay; “İngiliz ajanlarının İslam kisvesi altında Arabistan topraklarına soktukları misyonerleri (Elemanları-Ajanları) vasıtasıyla, İslami değerleri alt üst eden ve Türk düşmanlığı ile beslenen bu görüş XV111. Yüzyıl başlarında Osmanlı Devletine birçok meseleler (Problemler) demiştir.”

            Saygıdeğer okurlarım. Bu konu o kadar derin ki; birçok önemli belgeler 3. Bölüme kaldı. Onun için sizlerden özür diliyorum. Şimdiye kadar bürokraside kim ne dedi, kim ne yaptı, hangi örgütler Türkiye’nin içine hangi planlarla sızdı ve nasıl çalıştılar. Vs. önemli belgelerin yer aldığı üçüncü bölümde buluşmak üzere KALIN SAĞLICAKLA…

            Hamza Eser

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum